PKK en kötü zamanını yaşıyor
PKK'nın 7 Haziran'dan sonra kazılan çukurlar ile çatışmaları il ve ilçe merkezlerine taşımasının ardından başlayan operasyonlar büyük ölçüde sonuçlandı.
Sur, Nusaybin, Cizre, Yüksekova ve diğerleri…. Çözüm sürecinin rafa kalkmasından sonra PKK, bu ve daha başka ilçelerde de “şehir savaşları” denilen yeni bir konsepti hayata geçirmeye çalıştı. Örgütün bu konuda deneyimi yoktu, bunun için hem Suriye ve Irak sahalarında elde edilen kazanımlar hem de MLKP gibi işbirliği yapılan diğer örgütlerin tecrübeleri de kullanıldı. Hendekler kazıldı, evler arasında geçiş için koridorlar açıldı, ağır silahlar kullanıldı. Özyönetim ilanları ile birlikte gerilim büyüdü.
Devletin PKK’nın bu “yeni taktiğine yanıtı” bu ilçelerde “topyekûn” değil tek tek başlatılan operasyonlar oldu. Sokağa çıkma yasakları ilan edildi. İlk dönemde endişe “Bu operasyonların uzun sürmesi durumunda halkın mağduriyetin faturasını devlete çıkarmasıydı”. Ancak operasyonların büyük ölçüde sona ermesinin ardından bugün yapılan değerlendirmelerde bu faturanın devlete çıkmadığı görüşü ağırlık kazanıyor. Bunda izlenen “doğru taktiğin” etkili olduğu ifade ediliyor. Yani operasyonların “hassasiyetle” yapılması, sivil mağduriyetlerin önlenmeye çalışılması ve maddi zararların tazmin edilmesinin devletin elini güçlendirdiği görüşü hâkim.
“Yakın dönemdeki en kötü günler”
Al Jazeera’nin, “Örgüt çöktü, bitti” şeklindeki bazı değerlendirmeleri hatırlatarak, “PKK’nın bugünkü durumu nasıl tarif edilebilir?” sorusunu yönelttiği süreci yakından takip eden bürokrat ve hükümet yetkilileri "çökertme, bitme" ifadelerini kullanmadı, ancak avantajın devlete geçtiği görüşünü dile getirdi.
“Bizim için örgütün zayıflaması ve sürecin yönetilebilir hâle gelmesi lâzım. Şu anda örgüt yakın dönemdeki en kötü zamanını yaşıyor.”
PKK Yürütme Kurulu Üyesi Duran Kalkan’ın geçen hafta yaptığı açıklamada söylediği bir cümle bu açıdan anlamlı bulunuyor. “"Ne kadar doğruydu bilemiyorum ama bazı duyumlarımıza göre bu Mayıs’ta Tayyip Erdoğan düşürülecekti. Böyle söylentiler ve beklentiler vardı” sözlerinde şehir savaşlarının beklenen sonuca ulaşmamasının yarattığı hayal kırıklığının ortaya çıktığı ifade ediliyor. Devlet yetkililerine göre örgütün şehirlerde amacı, “Vatandaşı mobilize etmek, psikolojik üstünlüğü özerklik ilanlarıyla yönetsel alana taşımak” idi. Ancak gelinen noktada aynı kaynaklara göre, “PKK psikolojik üstünlüğü kaybetti”.
“PKK sempatisi azaldı”
Operasyonların büyük ölçüde sona ermesinin ardından yapılan bir tespit ise örgütün bölgedeki vatandaş nezdinde algısına ilişkin. Yetkililer, evlerin, şehirlerin zarar görmesinin PKK sempatisini azalttığı görüşünde. Ancak yetkililer bunun “Vatandaş artık devlete sempati duyuyor” anlamına gelmediğinin altını çiziyor. Durum, “Bölgede çözüm süreci döneminde vatandaş normal bir hayat yaşadı. Bunu gördü ama sonra süreç bitti ve şehirler yıkıldı. Bu PKK sempatisini azalttı. Artık vatandaş açısından durum nötralize oldu diyebiliriz” sözleriyle tarif ediliyor.
“Devlet vatandaşı kazanmalı”
Bu değerlendirme bundan sonraki süreçte devletin vatandaşı daha da çok kazanmaya çalışacağının önemli bir işareti. Hâli hazırda zararların tazmini, hayatın normale dönmesi için bir eylem planı yürürlükte. Binali Yıldırım’ın Başbakanlık koltuğuna oturması ile birlikte bu eylem planının güncellenip kamuoyuna açıklanması gündemde.
Bundan sonrasına ilişkin değerlendirmeler yapılırken şehirlerden çekilen örgütün daha önce yaptığı gibi kırsalda daha aktif eylem yapma çabası içine gireceği tahmin ediliyor. Bu PKK için de devlet için de yeni bir haber değil. Al Jazeera’ye bilgi veren yetkililer, son dönemde insansız hava araçlarının da aralarında olduğu teknik imkânların bu noktada güvenlik güçlerini daha avantajlı hale getirdiğini, “Kırsalda hareketliliğin çok yakın geçmişle, hatta geçen yılla bile karşılaştırıldığında daha hızlı tespit edilebildiğini” belirtiyor.
“Öcalan gündemde değil”
Peki, çözüm süreci gündemdeyken ve taraflar masada otururken süreçte çok aktif rol oynayan Abdullah Öcalan’ın bir mesaj vermesi gündemde mi? Al Jazeera’nin edindiği bilgilere göre, bu, şu anda konuşulan, tartışılan bir konu değil.
Kaynak: Al Jazeera