Diyarbakır - Eğitimcilerden okulların yakılmasına tepki
Son dönemde yaşanan çatışmalar nedeniyle eğitimin sağlıklı yapılmadığını belirten eğitimciler, bu yetmezmiş gibi bir de okulların ateşe verildiğini vurgulayarak savaşın da bir hukuku olduğunu belirtti.
Son dönemde yaşanan çatışmalar nedeniyle eğitimin sağlıklı yapılmadığını belirten eğitimciler, bu yetmezmiş gibi bir de okulların ateşe verildiğini vurgulayarak savaşın da bir hukuku olduğunu belirtti.
Yaşanan çatışmalarda okulların PKK’liler tarafından yakılmasına tepki gösteren eğitimciler, savaşın da bir hukukunun olduğunu belirterek, savaşlarda mabetlere, kutsal alanlara ve eğitim kurumlarına karışılmaması gerektiğini ifade ettiler.
Yaşanan çatışmalardan en fazla öğrencilerin etkilendiğini belirten İkra Der Başkanı Murat Arslan, bölge genelinde yaşanan çatışmalardan dolayı sağlıklı eğitim yapılmadığını belirterek, eğitim kurumlarının hedef alınmasının kimin işine yaradığının irdelenmesi gerektiğini söyledi.
Çatışma sürecinde en fazla eğitimin olumsuz yönde etkilendiğini belirten Arslan, "Bölgemizde aylardır süren bir çatışma var. Devlet ile PKK arasında yaşanan çatışma, savaş ortamını aratmıyor. Savaş ortamının sosyal ve siyasal birçok etkisi vardır. Savaş ortamında eğitimin etkilenmemesi mümkün değildir. Hatırlarsanız eğitim ve öğretim başlamadan çatışmalar başlamıştı. Eylül’de başlaması gereken eğitim 2 hafta geç başlamıştı netice itibariyle ciddi bir sıkıntı yaşanıyor. Geçtiğimiz ay içerisinde TEOG sınavı yapılmıştı. Türkiye'nin batısından ve doğusundan binlerce öğrenci bu sınava girmişti. Bölgede yaşanan çatışma ve sokağa çıkma yasaklarından dolayı doğudaki öğrencilerimiz eğitim ve öğretime geç başladı ve müfredatı bitiremediler. Yapılan TEOG sınavında öğrenciler olumsuz etkilenmiş kısmen de başarısız olmuşlardı." dedi.
"PKK'liler tarafından okullara zarar veriliyor"
Okulların yakılmasının sorgulanması gerektiğini vurgulayan Arslan, "Son zamanlarda yaşanan çatışmalardan dolayı okullara zarar verildiğini görüyoruz. Özellikle PKK'liler tarafından okullara zarar veriliyor. Bunun sorgulanması lazım. 2 taraf arasında çatışma yaşanıyor ve okullar zarar görüyor. Daha önce de camiler hedef alınmış Sur içinde Kurşunlu Cami yakılmıştı. Okulların hedef alınmasını sorgulamak gerekiyor acaba neden okullar yakılıyor. Çocukların neden okula gitmeleri istenmiyor. Dikkat ederseniz sokaklarda polisle çatışanlara baktığımız zaman bunların çoğunluğu çocuklar ve gençlerden oluşuyor." ifadelerini kullandı.
"Okulların hedef alınmasını bilinçli bir faaliyet olarak görüyorum"
Arslan, daha sonra şunları kaydetti: "Okula gitmeyen bir öğrenci sokaklarda boş dolaşacaktır. Kirli insanların tuzağa düşme ihtimalleri çok daha yüksektir. Okulların hedef alınmasını bilinçli bir faaliyet olarak görüyorum. Toplumun cahil bırakılması acaba kimin işine yarıyor. Bunun sorgulanması gerekiyor. Eğitim ve öğretimden uzak yetişen bir toplumun ulaşabileceği sorunlar ve sıkıntılar nelerdir. Bunu düşündüğümüz zaman birçok kirli yapının cehaletten beslendiğini görüyoruz. Okumayan araştırmayan bir nesil yetiştiği zaman her türlü kirli odakların içine girmesi kaçınılmazdır."
"Çocuklarımızın gelecekleri heba ediliyor"
Yaşanan çatışmalarda en fazla çocukların etkilendiğini ifade eden Arslan, "Dünyayı daha yeni yeni tanımaya çalışan çocukların kurşun, top, patlama sesleriyle gece vakitlerinde yataklarından fırladığını düşünün. Sokağa çıkan çocukların boş kovanları, yakılan araçları, yerlere savrulmuş çöpleri gördüklerinde tabi ki olumsuz etkileneceklerdir. Her ne kadar olayı anlamadıkları yönünde fikir beyan edilse de sonuçta bu manzaralar çocukların zihnine nakşediliyor. Bu çocuklarımızın gelecekleri heba ediliyor. Bugün dünyanın birçok yerinde savaşlar oluyor. Yaşanan çatışmada en çok mağdur olan çocuklar oluyor. Aslında bunu bir çocuğun dilinden dinlemek gerekiyor acaba ruh dünyası nasıldır. Yaşadığı travma nedir. Bunu anlamak için çocuklarla konuşmak gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Temennimiz bu çatışma sürecinin devam etmemesidir"
Çatışmaların devam etmemesi temennisinde bulunan Arslan, son olarak, "Savaşın da bir hukuku vardır. Savaş sırasında mabetlere, kutsal mekanlara, tarihi yerlere ve eğitim kurumlarına dokunulmamalıdır. Eğitim kurumlarının hedef alınması kimin işine yarıyor. Bunun ciddi bir şekilde irdelenmesi gerekiyor. Bir an önce başta kutsal mekanlarımız olan cami ve eğitim kurumların dışına çıkılması gerekir. Temennimiz bu çatışma sürecinin devam etmemesidir. Okulların zarar görmesi ile kimin çocuklarının eğitim ve öğretimden uzak kaldığını sorgulamak gerekir. Bu topraklarda yaşayan, bu bölgenin insanlarının çocukları Kürt vatandaşların çocukları zarar görüyor. Bunun sorgulanması gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Hatırlanacağı üzere, Diyarbakır'da Yavuz Selim Ortaokulu, Süleyman Nazif ilkokulu ve Vehbi Koç ilköğretim Okulu molotoflu saldırı ile yakılarak kullanılamaz hale gelmişti. (Mustafa Kaynak / Yunus Sırat - İLKHA)