Bir namusun ve sözün adamı Ahmet Şükrü Kılıç

Bir namusun ve sözün adamı Ahmet Şükrü Kılıç

Bazı isimler vardır ki yaşadıkları dönemi sadece eserleriyle değil duruşlarıyla da anlamlandırırlar. D Mehmet Doğan bu topraklarda kelimenin hem yürekte hem de zihinde karşılık bulduğu nadir adamlardandı.

Bir namusun ve sözün adamı

Ahmet Şükrü Kılıç

Bazı isimler vardır ki yaşadıkları dönemi sadece eserleriyle değil duruşlarıyla da anlamlandırırlar. D Mehmet Doğan bu topraklarda kelimenin hem yürekte hem de zihinde karşılık bulduğu nadir adamlardandı. O kimsenin adamı olmadı, kimseyi de kendine adam etmedi. Bu başlı başına iktidarların ideolojilerin ve menfaat ağlarının birbirine dolandığı bir çağda baş eğmeyen bir bağımsızlık ilanıdır.

Hayatını resmi ideolojinin dokunulmaz sanılan putlarına karşı kelimelerle verilen bir mücadeleye adadı. Onun kavgası bağırıp çağıran bir öfke değil hakikatin vakur sesiyle yapılan bir hesaplaşmaydı. Eğmeden bükmeden, büyük küçük demeden, makamına bakmadan söylerdi sözünü. Tarihi çarpıtanların yüzüne kelimenin bütün ağırlığını ve soğuk berraklığını fırlatırdı.

Üzerinde tevazu da vardı vakar da. Tevazu onu halkın sofrasına yaklaştırır, vakar onu hakikatin gölgesinden çıkarmayan bir dağ gibi dimdik tutardı. Allah ve Rasulü’ne duyduğu sevdayı gösterişli söylemlerle değil kul olmanın sade ve ağır sorumluluğuyla yaşadı. İmtiyazlara, şöhrete, makamın parlak cazibesine sırtını döndü. Çünkü biliyordu ki insanı asıl büyüten vazgeçebildikleridir.

Onun hayatında kazanç sayılarla ya da makamlarla ölçülmedi. Kazanç dediği şey hakikati eksiltmeden aktarmak, kelimeyi kirletmemek, vicdanını satmamaktı. Hiçbir çıkar ilişkisi sözünü esirgemesine sebep olmadı. Hiçbir tehdit iradesini eğemedi. Kalemi sadece yazmak için değil adaletin tereddütsüz dili olmak için vardı.

Arkasında sadece kitaplar bırakmadı. Bir duruş, bir bakış, bir ahlak bıraktı. Büyük Türkçe Sözlük, Batılılaşma İhaneti, Camideki Şair Mehmet Akif gibi eserleri onun fikrî cephesinin somut kaleleri oldu. Türkiye Yazarlar Birliği’ni kurarak bu topraklarda fikir ve edebiyatın hür bir çatı altında buluşmasına öncülük etti. Her satırı her cümlesi kelimenin namusuna sahip çıkma çabasının izlerini taşıdı.

11 Ağustos 2024’te Hakk’a yürüdüğünde ardında yalnızca bir külliyat değil ondan daha kıymetli bir miras bıraktı. Eğmeden bükmeden insan gibi yaşamanın mümkün olduğuna dair bir şahitlikti bu. Taceddin Dergâhı’nda toprağa verildiğinde bu ülkenin vicdanına da derin bir boşluk kazındı.

D Mehmet Doğan bu dünyadan geçti. Onu tanıyanlar bilir, bu geçiş sessiz bir yolculuk değil ardında iz bırakacak bir yürüyüştü. O iz bugün hâlâ hakikati arayanların yolunu işaret ediyor. Onun hayatı bize tek bir cümleyi miras bırakıyor. İnsan sahip olduklarıyla değil vazgeçebildikleriyle insandır.

O’nun kendi sesiyle!

“Türkçe giderse biz de gideriz”

“İnsan kendini inşa etmeden hiçbir şeyi inşa edemez”

“Tarihi çarpıtmak geleceği çalmak demektir”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.